Likidite, bir varlığın veya menkul kıymetin piyasa fiyatını etkilemeden nakite dönüştürülebilme kolaylığını ifade eder. Bir başka deyişle, piyasada hızla alınıp satılabilme derecesinin tanımlanmasıdır. Nakit en likit varlık olarak kabul edilir. Üç ayrı likidite türü bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde listelenebilmektedir;
- Varlık Likiditesi:
Bir varlığın likiditesi, o varlığın alımında veya satımında ne kadar basit bir şekilde nakite çevrildiği anlamına gelir. Nakit, piyasa değeri etkilenmeden hızlı ve kolay alınıp satılabildiğinden, likiditesi en yüksek varlık olarak kabul edilir. Tahviller ve hisse senetleri de oldukça likit varlıklar olarak nitelendirilir fakat likiditeleri güvenilirliklerine ve popülaritesine bağlı olarak değişebilir.
Likiditesi yavaş varlıklara örnek olarak ise gayrimenkul verilebilir. Bunun sebebi değerlerinin yüksek olmasına karşın fiyatlarının piyasaya göre dalgalanması ve satılmalarının nispeten zor olmasıdır.
- Piyasa Likiditesi:
Piyasa likiditesi, bir varlığın satın alınabileceği veya satılabileceği piyasa koşullarını ifade eder. Piyasa koşulları çok sayıda satıcı ve alıcıya açıksa, istediğiniz fiyattan alım veya satım yapmak daha kolay olduğundan, piyasa likiditesi yüksektir.
Likiditesi düşük piyasalar, daha az satıcı ve alıcının olduğu finansal piyasalardır. Bu durum, varlıkların istenilen fiyat satılmasını güçleştirir.
Bir borsada satışın hakim olmadığı yüksek bir ticaret hacmi varsa, alıcının hisse başına teklif ettiği fiyat alış ve satış fiyatları birbirine oldukça yakın olacaktır. Bu durum da yatırımcıların hızlı bir satış için beklenen kazançlarından vazgeçmek zorunda kalmamalarına zemin hazırlayacaktır.
- Muhasebe Likiditesi:
Muhasebe likiditesi, bir bireyin veya şirketin finansal yükümlülüklerini likit varlıklarla yerine getirme kolaylığını, yani borçlarını vadesi geldiğinde ödeyebilme kabiliyetini ölçer. Bir şirketin hisse senetlerine bakan yatırımcılar, genellikle şirketin muhasebe likiditesini göz önünde bulundururlar. Çünkü bu yolla bir şirketin finansal sağlığının durumu belirlenebilir.
Net Nakit Pozisyonu En Güçlü 10 Şirket
Likidite Neden Önemlidir?
Düşük likidite, piyasalarda alım satım için çok az fırsat olduğu ve varlıkların ticaretinin zorlaştığı anlamına gelir. Kriz dönemlerinde likiditenin düştüğü görülür. Örneğin, çok nadir ve değerli bir aile yadigarına sahip olabilirsiniz. Fakat, pazar yani alıcı yoksa, o zaman hiç kimse onun takdir edilen değerine yakın bir ödeme yapmayacağından, likiditesi oldukça düşük olacaktır.
Ancak likit varlıklar, tam değerleriyle ve düşük maliyetle kolayca ve hızlı bir şekilde satılabilir. Ayrıca şirketler fatura veya bordro gibi kısa vadeli yükümlülüklerini karşılamak için yeterli likit varlık bulundurarak iflasa yol açabilecek bir likidite kriziyle karşı karşıya kalmamalıdır.
Borsada Likidite Nedir?
Bir hisse senedi, piyasa fiyatına minimum etki ile hızlı bir şekilde alınıp satılabildiğinde likit olarak kabul edilir. Bunlar yüksek hacimlerde işlem görürler ve bu nedenle bir alıcının yaptığı hisse başına fiyat teklifi, bir satıcının kabul edeceği fiyata çok yakındır.
Büyük sermayeli şirketlere göre daha küçük borsalarda işlem gören küçük sermayeli şirketler genellikle daha yüksek likidite riskine sahiptir. Bu, bir alıcının teklif ettiği hisse başına fiyatın, bir satıcının kabul edeceği fiyattan çok farklı olabileceği anlamına gelir. Bu tür hisse senetleri spekülatif bir talep artışına tanık olduklarında çok fazla oynaklık yaşayabilirler.
Hisse Senedi Likidite Göstergeleri
Basit arz ve talep kuralı, bir hisse senedinin likiditesini belirlemeye yardımcı olur. Likit olan hisse senetlerinin yeterli arz ve talebi vardır, bu da alım satım işlemlerinin sorunsuz gerçekleşebileceği anlamına gelir.
Hacim, likiditenin başka bir göstergesidir. En likit hisse senetleri, çeşitli piyasa aktörlerinden büyük ilgi gören ve çok sayıda günlük işlem hacmine sahip senetler olma eğilimindedir.
Likit olmayan hisse senetleri daha geniş alım-satım aralıklarına ve daha az piyasa derinliğine sahiptir. Bu hisseler daha az bilinir, daha düşük ticaret hacmine sahiptir. Genellikle daha düşük piyasa değeri ve yüksek oynaklık görülür.
Likidite Nasıl Hesaplanır?
Oran analizi, bir şirketin veya bireyin varlıklarını borçlarını karşılaştırarak ödeme gücünü hesaplayan bir dizi denklemdir. Genellikle üç tür temel likidite hesabı kullanılır. Bunlar şu şekildedir;
- Cari oran: Dönen varlıklar ile kısa vadeli borçların bölünmesiyle hesaplanır. Sonucun 1’den büyük olması, şirketin hızlıca nakite çevirebileceği değerleri ile kısa vadeli borçlarını ödeyebildiğini gösterir ve likidite sıkıntısı bulunmadığı sonucunu verir.
- Asit test oranı: Cari orandan farkı, dönen varlıklardan paraya çevrilmesi uzun süren stokların çıkarılıp cari borçlara bölünmesiyle bulunur.
- Nakit oranı: Nakit oran, bir şirketin likiditesini ölçmenin en katı yoludur çünkü yalnızca en yüksek likidite varlıklarını hesaba katar. Alacakların tahsil edilememesi ve nakit akışının durması durumunda işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme gücünü yansıtır. Bu oranın 1 civarında olması istenir.